KUŞADASINDA GÜZ
Geç anladım geldiğini güzün
Daha yolun başında aşkımızın
Vedaları, sızıları içimizde
Gidiyoruz
Kapandı kapılar.
Uzadı gölgeler
Sıcak üşüdü
Bu ağaç bu kadar sert sallanmazdı
Ben mi yanılışım
Evler sahipsiz
Çocuksuz bahçeler
Geceler uykusuz
Kuşadası’nda zaman
Meğer güneş saatiymiş.
Cıvıldaşan seslerin hepsini deniz içmiş,
Martı sesleri kalan bize bir tek hediye
Birde kumlarda kalan
Meçhul ayak izleri
Bir kum saatiymiş
Kuşadası’nda zaman.
Bahçeler
tarumar bu ayrılıktan beri
En güzel
renklerini vermiş kimi çiçekler
Bahçelerde
görünmez yalnızlığın içinde
Boşalan
balkonlardan
Boşa nefes
beklerler
İzleri var
çiğlerin bedeninde üşümüş
Anlatıyor
gibiydi kışa isyanını
Bir şey
olmamış gibi
İnadına
renklenmiş
Ağaçlar
sararmış
Yollara
düşmüş hüzün
Ağlıyor
sabah çiği
Yaz
gecelerine
Kim yakacak
kumlarda şimdi aşk ateşini
Boyun büküp
mahsun
Beklemeye
durdular
Koskocaman
bir kışın
Bir çare
geçmesini
Sen
miydin..?
İçime
nefesler gibi dolan
Her soluk
alışta canımı acıtarak
Uykumu
hafiften bölen tatlı melodi
Penceremdeki
kumru derki kulağıma
Sen
uyandığında
Özlemini
çektiğin
Bütün
ihtişamıyla yaz gelmiş olacak.
Serpil BÜBER 2003
|